Uzun seneler boyunca hem bölgesinin hem de Türkiye futbolunun lokomotiflerinden biri olan Samsunspor uzun süreli emeklerin ve acıların karşılığını bu sene Süper Lig’e çıkarak aldı. Ben de hazır bu ayın teması geri dönüşler iken Samsunspor’un bu geri dönüşünün öyküsünü biraz geçmişinden biraz da bugününden harmanlayıp değerlendirmek istedim.
Bu noktada biraz daha Samsun’un şehir yapısından bahsetmek istiyorum aslında. Samsun coğrafi konumu sebebiyle hem Osmanlı Dönemi’nde hem de Cumhuriyet Dönemi’nde önemli bir ticaret merkeziydi. Nüfusu konusunda Osmanlı Dönemi özelinde çok bir şey söyleyemeyecek olsak da (çünkü günümüz Samsun Bölgesi o günlerde Trabzon ve Kastamonu arasında kalan bir bölgedir) özellikle Cumhuriyet döneminde her zaman nüfus olarak Karadeniz Bölgesi’nin en büyük şehri konumundaydı. Karadeniz’in en kuzeyinde yer alan Samsun şehri o dönemde bölgenin en büyük limanına ev sahipliği yapıyordu. Orta Karadeniz bölgesinin lokomotifi olması sebebiyle de etrafındaki Ordu, Tokat, Amasya ve Çorum gibi şehirlerden de göç alıyordu. Bu insan gücü ile de sporcu üretimi konusunda bir dönem ülkenin lokomotifi oldu.

Bu güçlü sosyo-ekonomik temeller de şehirdeki spor faaliyetlerinin başlangıcını ülkemizde eşine çok az rastlanacak düzeyde eskiye götürüyor. Samsunspor’un tarihi 1900’lerin başındaki Tenvir-i Efkâr Gençler Kulübü’ne dek gidiyor. Dönemin aydınlanmacı yayımlarından biri olan Tenvir-i Efkâr Dergisi’nin temeli 1862’de İbrahim Şinasi’nin çıkardığı Tasfir-i Efkâr Dergisi’ne dayanmakta. Ardından İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin baskıları ile kapanan derginin yerini Samsunspor’un da kuruluşunda önemli yeri olan Tenvir-i Efkâr Dergisi alıyor. Hatta bu dönemde halkı bilinçlendirmek için de Tenvir-i Efkâr Gençler Kulübü tarafından kurulan Fransızca, tiyatro ve sosyal bilimler kursları da şehirde faaliyet gösteriyor.
Tenvir-i Efkâr Gençler Kulübü’nün ortaya koyduğu sportif temellerle Karadeniz’in en büyük limanı olan Samsun Limanı’nın başkanı Haydar Bey ve oğlu Faruk Bey önderliğinde ilk kulüp kurulmuştur. Fakat bu kulüp Balkan Savaşı’nın patlak vermesi ile kapanmıştır. Devamında birkaç öğrenci tarafından maçlar yapabilecek statüde bir takım kurulsa da bu takım bir kulüp hüviyetinden çok uzak kalmıştır. Araya giren 1. Dünya Savaşı ile ülke genelinde yaşanan büyük buhran spor camiasını da etkilemiş ve Samsun’da savaştan sonra kurulan ilk kulüp 1919’da Samsun İdman Yurdu kurulmuştur. Devamında 1921’de ise Al Yıldız İdman Ocağı kurulmuştur. Ve bu kulüp 1924’de Mustafa Kemal tarafından da ziyaret edilmiştir. Devamında Zafer-i Millî İdman Derneği, Bafra Kızılırmak, Çarşamba Yeşilırmak, Cumhuriyet Kızılırmak ve Çarşamba Gençlerbirliği gibi irili ufaklı kulüpler de kurulmuştur ve bölgede ilk resmi maçlar oynanmaya başlanmıştır.
Türkiye futbolunda birçok örneği olduğu gibi bu kulüpler günün sonunda birleşmeye gitti. İlk başta Al Yıldız İdman Ocağı ile sonradan adını Türk Ocağı Spor Şubesi olarak değiştirecek olan Zafer-i Millî İdman Derneği birleşerek 1927’de Samsunspor Kulübü ismini kullanmaya başladılar. Futbol temel alınarak kurulan Samsunspor Kulübü devam eden süreçte birçok branşta faaliyet göstermeye başladı. 2. Dünya Savaşı’nda zor günler geçiren Türkiye’de Samsunspor 1940’a girerken bir süre bu faaliyetlere ara vermek zorunda kalsa da 1950’de tekrardan faaliyetlerine devam etti. 1965’de ise dönemin mahalli liglerinde mücadele eden 5 Samsun takımı birleşerek Samsunspor Kulübü’ne katıldı. Her ne kadar Samsunspor 1927’de kurulsa da profesyonel başvuru 1965’de yapıldığı için kuruluş yılı olarak 1965 olarak kabul edildi. Profesyonellik başvurusu kabul edilen Samsunspor ilk kez 1965/66 sezonunda dönemin ikinci liginde profesyonel futbol hayatına başladı.

Samsunspor profesyonel liglere ilk adım attığı sezon olan 1965/66 sezonunda 2. Lig Beyaz Grup’u 5. olarak tamamladı. İkinci sezonunda ise büyük bir sürprize imza atarak 2. Lig Beyaz Grup’u 2. bitirmesinin yanı sıra Türkiye Kupası’nda Konyaspor, Manisaspor ve Fenerbahçe’yi eleyen takım yarı finale kadar yükseldi. Günümüzün Süper Lig’i olan 1. Lig’de ilk olarak 1969/70 sezonunda boy gösteren Samsunspor, 1. Lig’de boy gösteren ilk Karadeniz takımı oldu. 1. Lig’deki ilk sezonunu 6. olarak bitiren kulüp 1975’e kadar bu ligde tutunsa da 1974/75 sezonunun sonunda tekrar 2. Lig’in yolunu tuttu. Tam bu yıllarda 1. Lig’e çıkan ve kuruluş süreci olarak da benzer bir süreç geçiren Trabzonspor ile bugünlere kadar sürecek rekabetin temelleri bu dönemde atıldı.
1975 ile 1982 arası kulüp düşüp çıkmaya devam etse de 1982 yılında tekrar 1. Lig’e yükselen Samsunspor altın dönemini başlatacak isim olan Tanju Çolak’ı transfer etti. 82/83 sezonunda takım lige tutunamasa bile 84/85 sezonunda tekrar 2. Lig’i şampiyon olarak bitirip 1. Lig’e yükseldi. 80’li yılların ikinci yarısında ligin demirbaşlarından biri olma yolunda giden Samsunspor bu dönemde 2 kez lig üçüncüsü bir kez de dördüncüsü olan takım 87/88 sezonunda Balkan Kupası’na katıldı ve Avrupa’da boy göstermeyi başardı.
Takvimler 20 Ocak 1989’u gösterirken bir facia ile Samsunspor için zorlu günler patlak vermeye başladı. Malatyaspor deplasmanı yolunda bir kamyonla çarpışan Samsunspor takım otobüsü uçuruma yuvarlandı. Uçuruma yuvarlanan otobüse yardıma ilk gelen kişiler de arkalarından Diyarbakırspor deplasmanına giden Çarşambaspor kafilesi oldu. Teker teker herkesi otobüsten çıkaran Çarşambaspor kafilesi yaralılara ilk yardım yaptı ve hastaneye yetiştirdi. Kazada takımın teknik direktörü Nuri Asan, Muzaffer Badalıoğlu, Mete Adanır ve otobüs şoförü Asım Özkan olay yerinde vefat ederken Yugoslav oyuncu Zoran Tomiç 6 ay komada kaldıktan sonra memleketi Yugoslavya’da hayata gözlerini yumdu. Sonradan Samsunspor’da başkanlık da yapacak olan Emin Kar, Erol Dinler ve malzemeci Halil Albayrak ise kazadan sonra sakat kalarak emekli oldu. Sezonun geri kalanında futbol müsabakalarına çıkamayan Samsunspor, federasyonun aldığı karar ile bir sonraki sezonda da 1. Lig’de boy göstermeye devam etti. Bu kaza ile beraber Samsunspor kırmızı-beyaz olan renklerine kazada hayatını kaybedenler ve yaralananlar için siyah rengi de ekledi.

Bu kazadan sonra federasyonun aldığı karar ile ligde boy göstermeye devam eden Samsunspor 1993’e kadar istikrarlı bir performans gösteremedi. Bu süreçte ateşten gömleği giyen isim yazımızın geri kalanında adını daha çok duyacağımız, o dönem sadece 30 yaşında olan bir iş adamı İsmail Uyanık oldu. 1993/94 sezonunda lige tekrar yükselen takım uzunca bir süre istikrarlı bir şekilde 1. Lig’de mücadele etmeye devam etti. Bu istikrar sürecinde 1994’te son kez düzenlenen Balkan Kupası’nı kazanan takım 1998’de ise dönemin Konferans Ligi eşdeğerinde olan kupası Intertoto Kupası’nda yarı finale kadar yükselmeyi başardı ki bu sezon Samsunspor’un Avrupa’da oynadığı son sezon oldu. Devam eden süreçte takım Süper Lig’in gediklilerinden biri olsa da 2005/06 sezonunda küme düşen Samsunspor için karanlık yıllar başladı. Samsunspor ülkemizde örneğini sık sık gördüğümüz yanlış yapılanma hamleleri ile büyük bir borcun altında kaldı. Dönemin başkanı İsmail Uyanık tarafından ortaya atılan “Belediye Başkanı-Kulüp Başkanı” modeli bir facia ile sonuçlandı. O dönem çoğu şehir takımının benimsediği model olan bu tek başlılık modeli Samsunspor için yozlaşma ve görevi kötüye kullanma gibi sebeplerle takımın öz kaynaklarını yiyip bitirdi.
2006’da küme düşen takım Süper Lig hasretini her ne kadar 2011’de sonlandırsa da çıktığı gibi tekrar küme düştü. Bu süreçte daha 2001’den kalan borçlarını bile ödeyememiş durumda olan Samsunspor temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayacak bir durumdaydı. Şehrin ileri gelenleri imece usulü ile kulübü döndürme çabasındaydı. Finansal yönetim o kadar çıkmaza düşmüştü ki takımın deplasman gelirleri için taraftar kendi arasında para toplama noktasına kadar gelmişti. Bu süreçte dahi büyük çabalarla PTT 1. Lig’de Play-Off potasına girebilen Samsunspor, Süper Lig hasretini bir türlü dindiremiyordu. Her seferinde büyük harcamalar ile başlayıp işin son adımını yapamayan takım her sene hüsranla ayrılıyordu. Tüm bunlar yetmezmiş gibi Aminu Umar’ın kulübe açtığı dava sonucu Samsunspor transfer yasağı aldı.
2017/18 sezonunda artık borçlar kapanamayacak bir noktaya gelmişti. Şehrin önde gelen isimleri bağış kampanyaları düzenlese de çıkış yolu bulunamadı ve kaçınılmaz son olarak kulüp Kayyum Heyeti’ne devredildi. Şikâyetler sonucu transfer tahtası bir daha kapanan takım o dönemde 2. Lig’e kadar düştü. Artık kulüp büyük bir çıkmazın içindeydi ve taraftarlar dışında kimse elini taşın altına koymaya niyetli değildi. Bu çıkmazdan kurtulmanın yollarını arayan Samsunsporlular çareyi “Büyük Başkan” lakaplı İsmail Uyanık’da buldu. İsmail Uyanık bir şartla başkanlık koltuğuna gelmeyi kabul etti. O da kulübün şirketleşmesi ve futbolun diğer branşlardan ayrılmasıydı. Bu şart kabul edildi ve günün sonunda Yüksel Yıldırım kulübün sahibi, İsmail Uyanık ise kulübün başkanı oldu. Kulübün ismi ise Yılport Samsunspor olarak yenilendi. Bu hamleye yer yer taraftar gruplarından karşı sesler yükselse de kulübün mali yapısının düzelmesi için elde kalan son kurşun olarak Yıldırım Holding gösterildi.

Bu şirketleşme hamlesinden sonra kulüp yeniden yapılanmaya gitti. Borçların büyük bir bölümü kapatılırken yavaş yavaş mali denge kurulmaya başladı. Fakat Samsunlular ilk sene 2.Lig’de Play-Off’larda Sakarya’ya elenerek büyük hayal kırıklığı yaşadı. 2019/20 sezonunda takımın evlatlarından sayılan Ertuğrul Sağlam ile anlaşan Samsunspor 2. Lig’in 6 maç erken tescil edilmesi ile şampiyon olarak tekrardan TFF 1. Lig’e yükseldi. Bir sonraki sene TFF 1. Lig’i 3. sırada bitiren takım bu sefer de Play-Off turunda elendi. Ertuğrul Sağlam da takımdan ayrılınca bir türlü eski haline dönemeyen takım 2021/22 sezonunda 7. olarak Play-Off turlarına bile kalamadı. 2022/23 sezonuna girerken Bayram Bektaş ile anlaşan Samsunspor sezona dalgalı bir performans ile başlangıç yapınca onunla da yollar ayrıldı. Samsunspor’un yeni hedefi ise senelerce Altınordu Projesi’nde görev almış ve bu proje ile ülkemizde büyük ses getirmiş bir teknik direktör olan Hüseyin Eroğlu oldu. Hüseyin Eroğlu yönetiminde rüya gibi bir sezon geçiren Samsunspor uzunca süre takip ettikleri Eyüpspor’u geride bırakıp ligi 1. bitirerek şampiyon oldu. Bunun yanında da 20 maçlık yenilmezlik serisi ile kulüp rekoru da kırılmış oldu. Samsunspor, Samsun şehri ve Samsunspor taraftarlarının seneler süren bu acılı ve mücadele dolu geçen günlerinin hakkını vermeyi ait olduğu yere, Süper Lig’e çıkarak başardı.

Senelerce Tanju Çolak, Ertuğrul Sağlam, İlhan Mansız, Tümer Metin, Serkan Aykut ve daha birçok ismi Türkiye futboluna kazandırmış, senelerce -sözüm ona- büyüklerin korkulu rüyası olmuş, arkasında koca bir şehri ve o şehrin tarihinden tutun acısını, gözyaşını, gülüşünü, her şeyini sırtında taşımış Samsunspor takımı çekilen onca zorluğa rağmen tekrar Süper Lig’de. Zaman Samsunspor için ne getirir bilinmez. Belki de bu sene küme düşüp tekrardan zorlu günler onları bekleyecek belki de rüya gibi bir sezon geçirerek tekrar ligin korkulan ekiplerinden biri olacaklar. Ama kesinlikle “Bu Gece Kral Onlar!”.