Budapeşte 2023’ün Ardından

Acısıyla tatlısıyla, unutulmaz performans ve olaylarıyla hatırlayacağımız 9 günlük Dünya Atletizm Şampiyonası macerası pazar günü sona erdi.

Ben de şimdi sizlere gün gün neler yaşandı, turnuvanın yıldızları kimlerdi ve kimler beklentileri karşılayamadı bunlara kısaca değinip turnuvanın bir sağlamasını yapmak istedim.

1. Gün

Turnuvanın ilk gününde sabah seansında erkekler 20 km yürüyüş yarışıyla 9 günlük maceranın fitili ateşlenmişti. Çoğu kişi gibi ben de tarihi bir olayın başlangıcı olacak bu yarışı büyük bir merakla beklememiştim. İspanyol sporcu Alvaro Martin güçlü rakiplerini geride bırakmış, turnuvanın ilk altın madalyasını ülkesi İspanya’ya kazandırmıştı. Ancak Martin daha sonra bu zaferinin yanına bir de 35 km yürüyüşü kazanıp duble yapınca adını turnuvanın unutulmazları arasına yazdıracaktı.

Günün en heyecan verici ve rekor ihtimali olan finali erkekler gülle atma yine nefesleri kesti. Büyük üçlü Ryan Crouser, Tom Walsh ve Joe Kovacs’tan oluşan grupta her zaman olduğu gibi dünya rekortmeni ve şampiyon isim Ryan Crouser, bir kere daha altına uzanan isim oldu. Ryan Crouser kendisine ait olan dünya rekoruna 5 santim kadar yaklaşıp 23.51’lik derecesiyle şampiyona rekorunu da kırdı.

Drama

İlk günün aksam seansı ise, bir olimpiyat oyunu veya dünya şampiyonasının toplamında olabilecek dramayı neredeyse 1 saat içine sıkıştırdı. Önce kadınlar 10000 metre finalinde Hollandalı efsane Sifan Hassan, finişe metreler kala düşüp altın madalyayı Gudaf Tsegay’a kaptırdı, günün kapanışı yarışı olan 400 metre karışık takımda ise bir başka Hollandalı Femke Bol aynı noktada düşüp takımını altın madalyadan etti. Dramalar ile başlayan turnuvanın durmaya niyeti yoktu.

2.Gün

Bugüne de İspanyol zaferiyle başladık. Bu sefer kadınlar 20 km yürüyüş yarışında altını alan Maria Perez’i alkışlarken, Perez’de birkaç gün sonra Martin gibi 35 km’yi de kazanıp duble yapacak ve ülkesi İspanya’nın bu daldaki geleneğini perçinleyecekti.

Akşam seansının ilk finali olan kadınlar uzun atlamada ise azmin zaferini bizlere gösterecekti. Yıllardır her turnuvada elinden geleni yapan tecrübeli isim Ivana Vuleta 7.14’lük atlayışıyla kariyerinin ilk büyük altınını ve dünyada yılın en iyi derecesini gerçekleştirdi.

Turnuvanın en büyük sürprizlerinden biri de erkekler çekiç atmada yaşandı. İki Polonyalı Wojciech Nowicki ve Pawek Fajdek’in damga vurduğu büyük şampiyonaların ardından Kanadalı Ethan Katzberg, 81.25’lik atışıyla bu isimleri mağlup etti ve kariyerinin en unutulmaz gecesini böyle bir noktada yaşama şansını elde etti.

Günün zafer kısmından drama kısmına gelirsek, belki de turnuvanın en büyük sürprizi bizleri bekliyordu. Olimpiyatlar sonrası neredeyse hiç bir 100 metre yarışını kaybetmeyen yıldız isim Fred Kerley yarı finalde 0.1 salise farkla finali kaçırmıştı. Kerley’nin olmadığı finalin galibi ise 200’ün en büyük ismi Noah Lyles’tan başkası olmayacaktı.

Gecenin diğer önemli finali olan erkekler 10000 metrede ise, 5000 ve 10000’de dünya rekorlarını sahibi olan Ugandalı Joshua Cheptegei kariyerine bir dünya şampiyonluğu daha ekliyordu.

Günün bir diğer nefesleri kesen mücadelesi de kadınlar yedili yarış olan heptatlonda yaşandı. Son ana kadar neredeyse kafa kafaya giden ikiliden Katarina Johnson-Thompson sadece 20 puan farkla Anna Hall’un önünde altın madalyayı kazanmayı başardı.

3.Gün

Günün açılışında birçok ismin iddialı olduğu bir dal olan erkekler üç adım atlamayla başlamıştık. İlk hakkı sonunda sakatlanan genç yıldız Jaydon Hibbert’ın üstüne yarış adeta yeniden başlamıştı. Tecrübeli Burkina Fasolu Hugues Fabrice Zango, 17.64’lük atlayışıyla Kübalı rakipleri Martinez ve Napoles’i mağlup ederek kariyerinin en büyük başarısını elde ediyordu.

Akşamın en önemli mücadelelerinden biri olan erkekler disk atmada büyük üçlü Stahl, Ceh ve Alekna kapışması nefesleri kesmeye adaydı ve bu üçlü bizlere bekleneni fazlasıyla verdi. İki genç rakibinin yanında ne yapacağı merakla beklenen tecrübeli yıldız Daniel Stahl, 71.46’lik atışıyla şampiyona rekorunu kırdı ve genç rakiplerinin önünde bir kere daha şampiyonluğunu ilan etti.

Gecenin diğer finali olan erkekler 110 metre engelli yarışında ise Rasheed Broadbell’in de yokluğunda yıldız isim Grant Holloway kusursuz koşusu sonrasında bir kere daha altın madalyayı kazanıyordu.

Gecenin finali turnuvanın unutulmazları arasına girecek bir yarış olmuştu. Kadınlar 100 metre finalini neredeyse kaçıracak olan senenin en formda isimlerinin başında gelen Sha’carri Richardson, en dış kulvardan yaptığı muhteşem sprintle Shericka Jackson ve efsanevi yıldız Shell-Ann Fryser-Pryce’ı geride bırakarak altın madalyanın sahibi olmuştu. Ayrıca 10.65’lik derecesiyle şampiyona rekorunu yeni sahibi oluyordu.

4.Gün

Yeni güne olimpiyatın en unutulmaz anlarına tanık olmamızı sağlayan erkekler yüksek atlamayla başladık. Tamberi-Barshim ikilisine ek olarak Ja’vaughn Harrison’ın da favori olduğu yarış, beklenildiği gibi bu üçlünün arasında geçti ve 2.36’lık atlayışıyla ortak olimpiyat şampiyonluğu yaşayan Gianmarco Tamberi bu sefer tek başına dünya şampiyonluğunu kazandı.

Turnuvanın belki de en büyük sürprizi bugünde gerçekleşmişti. Kadınlar disk atmada Valleria Allman, Sandra Perkovic ve Bin Feng gibi isimlerin favori olduğu yarışı, hiç beklenmedik bir isim olan ABD’li Laulauga Tausaga 69.49’luk atışıyla kazanıp adını turnuva ve oyunlar tarihine yazdırmıştı.

Günün merakla beklenen yarışında ise iki büyük efsane Faith Kipyegon ve Sifan Hassan karşı karşıya gelmişti. Bu sene kırdığı üç dünya rekorunun üstüne bu yarıştan da 3.54.87’lik derecesiyle galip ayrılan Kipyegon, kariyerine bir dünya şampiyonluğu daha eklemişti. Sezonu biraz geç açan Sifan Hassan ise bronz madalyayı kazanabilmişti.

Günün kapanışında bir başka büyük düello daha bizleri bekliyordu. Erkekler 3000 metre su engellinin en büyük iki ismi Soufiane El Bakkali ve Lamecha Girma arasındaki mücadeleden galip ayrılan isim, El Bakkali olmuş ve kariyerine bir altın madalya daha eklemişti. Bakkali’nin önündeki tek hedef Girma’ya ait olan dünya rekoru kalmıştı. 

5.Gün

Yeni güne yazının içine değindiğimiz Tamberi-Barshim olimpiyat finalinin bir kopyası ile başlıyoruz. Bu sefer kadınlar yüksek atlamada yenişemeyen ikili Katie Moon ve Nina Kennedy 4.90’lık atlayışları üstüne altın madalyayı paylaşmışlardı.

Turnuvanın en büyük sürprizlerinden biri de erkekler 1500 metrede hiç beklemediğimiz şekilde olacaktı. Dalın şampiyon ismi ve neredeyse dünya rekoruna eline uzatsa değecek şekilde yaklaşan Jakob İngebrigtsen bir kere daha İngiliz bir rakibine geçilip altın madalyayı kaybedecekti. Josh Kerr bu hiç beklenmedik zaferiyle beraber adını unutulmayacak şekilde turnuva tarihine yazdırmıştı.

Gecenin bir diğer finali kadınlar 400 metrede koşulacaktı. Sydney McLaughlin-Levrone’un yokluğunda bir numaralı favori konumuna yükselen Dominikli Marileidy Paulino, beklenildiği gibi rahat bir zafer elde ederek bu dalın yeni şampiyonu olmayı başarmıştı.

Günün kapanışı ise genç yaşında neredeyse efsane statüsüne yükselen Norveçli Karsten Warholm’den geliyordu. Warholm, vatandaşı  İngebrigtsen’in aksine rahatlıkla bir altın madalyanın daha sahibi olmuştu.

6.Gün

Bugüne yazının başına değindim dubleler ile başlıyoruz. Kadınlar ve erkeklerde 35 km yarışını, 20 km yarışlarını da kazanan Maria Perez ve Alvaro Martin ikilisi, bu muhteşem dubleleri ile birlikte turnuvanın parlayan yıldızları arasına girdiler.

Günün akşam seansı nefes kesen bir mücadele olan erkekler uzun atlamayla başlamıştı. Son haklara 8.50/ 8.40 ve 8.50/8.39’luk atlayışlarla rakibi Wayne Pinnock’un sadece 1 cm gerisinde giren Miltiadis Tentoglou, son hakkında 8.52 atlamayı başarıp kariyerine bir büyük ve unutulmaz altın daha eklemişti.

Gecenin bir diğer finali olan kadınlar çekiç atmada üç ABD’li rakibini geride bırakan Camryn Rogers 77.22’lik atışıyla kariyerinin ilk dünya şampiyonluğunu kazanmıştı.

Turnuvanın en büyük sürprizlerinden ve belki de en büyük geri dönüşü kadınlar 100 metre engellide gelecekti. Nia Ali, Kendra Harrison, Jasmine Camacho Quinn ve Tobi Amusan’dan oluşan muhteşem dörtlünün kazanacağına kesin bakılan dalda, eski şampiyonlardan Jamaikalı Danielle Williams 12.43’luk derecesiyle yıllar sonra yeniden dünya şampiyonu olmayı başarıyordu.

Günün bir Jamaikalı sürprizi de erkekler 400 metrede gelecekti. Kirani James, Wayde Van Niekerk ve Hudson Smith gibi favorilerin olduğu yarışta, 44.22’lik derecesiyle Antonio Watson sadece gecenin değil turnuvanın da en büyük sürprizlerinden birini yapıyordu.

Gecenin kapanışında yılın belki de en başarılı ve en istikrarlı ismi olan Femke Bol’un adeta geçit töreni vardı. Hollandalı yıldız sonunda o çok hakettiği altın madalyayı 400 engellide 51.70’lik derecesiyle kazanıp boynuna takıyordu.

7. Gün

7. günün akşamında bir büyük sürprizle daha karşı karşıya kalacağız derken, Venezuelalı yaşayan efsane Yulimar Rojas son hakkındaki 15.08’lik atlayışıyla kariyerinin 4. Dünya şampiyonluğunu kazanıp herkesi sevince boğuyordu. Kariyerinin en iyi atlayışını 15 metre net ile yapan Bekh- Romanchuk ise çok yaklaştığı altın madalyanın üstüne evine gümüş madalya ile dönüyordu.

Bu heyecanın peşine sıra kadınlar cirit atmaya gelmişti. Birbirine denk birçok ismin yer aldığı mücadelede Japon yıldız Haruka Kitaguchi 66.73’lük atışıyla kariyerinin ilk büyük altın madalyasını kazanmıştı.

Gecenin finalleri 200 metrelerde olacaktı. Kadınlar 200 metrede, 100 metreyi kaybeden isim Jamaikalı Shericka Jackson 21.41’lik muhteşem derecesiyle şampiyona rekoru kırarak kazanıyor ve 100 metreyi unutturuyordu. 100 metrenin galibi olan Sha’carri Richardson’da buradan bronz ile ayrılıp bayrak yarışlarını beklemeye geçmişti.

Gecenin kapanışında ise nefeslerimizi tuttuğumuz bir yarış bizleri bekliyordu. 200 metre erkekler finali beklenildiği gibi Noah Lyles’ın üstünlüğü ile geçiyor ve Lyles 100-200 dublesini yapmayı başarıyordu. Yalnız burada dikkati sadece Lyles çekmiyor, arkasından gelen iki müthiş genç Erriyon Knighton ve Letsile Tebego da madalya koleksiyonlarına yeni eklemeler yapıyordu.

8.Gün

Sondan bir önceki güne kadınlar maraton ile başlıyorduk. Etiyopyalıların damga vurduğu yarışta kazanan 2.24.23’lük derecesiyle Amane Beriso Shankule olmuş, vatandaşı Gotytom Gebreselase ise gümüş madalyayı kazanmıştı.

Akşam seansı dünya rekoruna en yakın dal olan erkekler yüksek atlamaya başlamıştı. Beklenildiği gibi rakipleri kolayca sürklase eden Armand Duplantis, 6.10’luk atlayışıyla bir kere daha dünya şampiyonu olmuş ve 6.23’lük rekor denemelerinde kıl payı farklarla başarısız olmuştu.

Kadınlar gülle atma ile devam eden gecede,  20.43 ile sezonun en iyi atışını yapan ABD’li Chase Ealey kariyerinin ikinci dünya şampiyonluğunu Sarah Mitton ve Çinli Lijao Gong’un önünde kazanıyordu.

Erkekler 800 metrede ise beklenildiği gibi Marco Arop’un gövde gösterisi vardı. Kenyalı rakiplerinin yokluğunda oldukça formda olan isim, 1.44.24’lük derecesiyle bir başka Kenyalı Emannuel Wanyonyi’nin önünde altın madalyayı kazanıyordu. 

Geldik kadınlar 5000 metre finaline, yani titanların savaşındaki yeni perdeye. 1500’de de kapışan efsane ikili Kipyegon-Hassan mücadelesinden galip ayrılan yine Kipyegon oluyor ve turnuvadaki ikinci altınını kazanıyordu efsane isim.

Bu kadar finalin arasında devam etmek olan erkekler 10’lu müsabaka yani dekatlonda da mücadele nefesleri kesiyordu. İki Kanadalı isim arasında geçen ve 8909 puanla Pierce Lepage’ın kazandığı yarışta, olimpiyat şampiyonu bir diğer Kanadalı Damian Warner ise gümüş madalyanın sahibi oluyordu.

Gecenin kapanışı için gözümüzü piste 4×100 yarışlarına çevirmiştik. Erkeklerde Abd (Fred Kerley, Noah Lyles, Christian Coleman ve Brandon Carnes) Marcell Jacobs ve Tortu’lu güçlü İtalya önünde 37.38’lik dereceleriyle kazanıp bir kere daha bu dalın hâkimi biziz diyorlardı.

Gecenin kapanışında kadınlar 4×100’de ABD-Jamaika mücadelesi nefesleri kesmişti. Tamara Davis, Twanisha Terry, Gabrielle Davis ve Sha’carri Richardson’dan oluşan ABD dörtlüsü, Morrison, Forbes, Shericka Jackson ve Fryser-Pryce’dan oluşan Jamaika takımını mağlup ederek sprintteki hâkimiyetini koruyordu.

9.Gün

Kapanış gününde final dalgasına erkekler maraton yarışıyla başladık. Ugandali Victor Kiplangat 2.08.53’lük derecesiyle Maru Teferi ve Leul Gebresilaz’in önünde kariyerinin en büyük başarısını elde ederek ilk kez dünya şampiyonu oluyordu.

Akşam seansına kadınlar yüksek atlamayla başlıyorduk. Oldukça denk isimlerin olduğu liste bize fazlasıyla heyecan vaat ediyordu ve yarışın sonunda bunu fazlasıyla da bulmuştuk. Ukraynalı yıldız Yaroslava Mahuchikh 2.01’lik atlayışıyla iki Avustralyalı Eleanor Peterson ve Nicola Olyslagers’ın önünde kariyerinin ilk dünya şampiyonluğunu kazanıyordu.

Finaller durmuyor gece adeta son hızla akıyordu. Cirit atmada olimpiyatlara damga vuran Hintli yıldız Neraaj Chopra 88.17’lik atışıyla kariyerine bir de dünya şampiyonluğu payesi ekliyordu. Pakistanlı Arsheed Nadem ve Çek yıldız Jakub Valdech ise diğer madalyaları paylaşıyordu.

Erkekler 5000 metreye geldiğimizde sahne bir kere daha Norveçli yıldız Jakob Ingebrigtsen’in oluyordu. 1500’deki yenilgisi üstüne bir kere daha 5000 metreyi kazanan yıldız isim turnuvadan altın madalya almadan ayrılmıyordu. Fas asıllı İspanyol Mohamed Katır tüm çabalarına rağmen gümüşte kalırken Kenyalı Jakob Krop’ta bronz madalyanın sahibi olmuştu.

800 metre kadınlarda ise turnuva başındaki yazımda da değindiğim isim olan Kenyalı Mary Moraa, Keely Hodgkinson ve Athing Mu’nun önünde kazanarak kariyerinin en büyük başarısını elde ediyordu.

Gecenin bayrak yarışlarından önceki son müsabakasi olan kadınlar 3000 metre su engellide ise yine ilk yazımda değindiğim sürpriz isim Burundili Winfred Mutile Yavi, Kenyalı rakipleri Beatrice Chepkoech ve Faith Cherotich’in önünde kazanıp kariyerinin ilk büyük altın madalyasını boynuna takıyordu.

Gecenin ve turnuvanın kapanışı ise 4×400 bayrak yarışları ile yapılacaktı. Quincy Hall, Vernon Norwood, Justin Robinson ve Rai Benjamin’den oluşan ABD takımı, 2.57.32’lik dereceyle Fransa ve İngiltere’nin önünde bir kere daha dünya şampiyonu olurken, kadınlarda da Femke Bol önderliğindeki Hollanda, Eveline Saalberg, Lieke Klaver ve Cathelijn Peters’dan oluşan kadrosuyla Jamaika ve İngiltere’yi mağlup ederek turnuvanın son altın madalyasını alan isimler oldular. 

Benim gibi atletizm âşıklarının ya da bu turnuvayla bu spora gönül vermeye başlayan insanların Dünya Şampiyonası bitti diye üzülmesinin de manası yok. Çünkü atletizm kaldığı yerden devam edecek ve 31 Ağustos günü Zürih’te Diamond League yarışlarında bu isimlerin çoğu şampiyona üstüne bir kez daha sahne alacak.

Caner YÜKSELEN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir